Anadolu’da fütüvvet hareketi Abbasi Halifesi en-Nasır li Dinillah
ile siyasî ve kültürel temasa geçilmesi ile başlamıştır. Bu
siyasî ve kültürel temas ise Sultan I. Gıyasü’d-din Keyhüsrev’in ikinci
saltanatı döneminde olmuştur. I. Gıyasü’d-din’den önce Halife en Nasır
ile bu tür bir temasın mevcudiyetini bilmiyoruz. Siyasî ve
kültürel ilişki şöyle cereyan etmiştir: I. Gıyasü’d-din ikinci defa tahta
geçer geçmez hocası Malatyalı Şeyh Mecdü’d-din İshak’ı cülusunu
Abbasi Halifesi’ne bildirmek üzere Bağdat’a göndermiştir. Şeyh
Mecdü’d-din, bu diplomatik vazifesi sırasında o yıl (601/1204)
Bağdat üzerinden Hacca da gitmiş, dönüşte yine Bağdat üzerinden
Anadolu’ya dönerken beraberinde birçok ilim adamı ve şeyhleri de
getirmiştir. Muhyi’d-din Mahmud (Ahi Evren), Şeyh Ebu Ca’fer Muhammed
el-Berzai, Muhaddis Ebu’l-Hasan Ali el-İskenderanî, Arapkir’de
medfun Şeyh Hasan Onar bunlardan ilk akla gelen isimlerdir.
Bu ilim ve fikir adamlarından daha birçoklarının adları Şeyh Mecdü’d-din
İshak’ın oğlu Sadrü’d-din Konevi’den (673/1275) intikal eden ve bugün Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi’nde bulunan kitapların
sema’ ve kıraat kayıtlarında geçmektedir.38
Türk asıllı olan Şeyh Evhadü’d-din Hamid el-Kirmani’nin
(635/1238), Anadolu’daki Fütüvvet Teşkilatı’na mensup şeyhlerin
lideri olarak (Şeyhü’ş-Şuyuhi’r-Rum) Anadolu’ya geldiği de ‘Menakıbnâme’sinden
anlaşılmaktadır. 39 Bu Şeyh Evhadü’d-din elKirmani’nin,
Ahi Teşkilatı’nın kurucusu sayılan Ahi Evren Şeyh Nasirü’d-din
Mahmud’un hocası ve kayınpederi, Bacıyan-ı Rum Teşkilatı’nın
lideri Fatma Bacı’nın da babası olduğu tespit olunmaktadır.40
Fütüvvet Teşkilatı’nın Şeyhü’ş-Şuyuh’u Şihabü’d-din esSühreverdi
632 (1235)de ölünce Şeyh Evhadü’d-din Anadolu’dan
Bağdat’a çağırılarak bu makama tayin edilmiştir.41 Şeyh Evhadü’ddin’in
Abbasi Halifesi Musta’sım’a yazdığı bir mektup da günümüze
gelmiştir.42 Bu da onun halifelere ne kadar yakın olduğunu göstermektedir.
Evhadü’d-din Anadolu’dan ayrılınca onun görevini talebesi
Zeynü’d-din Sadaka (660/1262) üstlenmiştir.43
Yukarıda belirtildiği üzere başta Evhadü’d-din el-Kirmani
olmak üzere Fütüvvet Teşkilatı’na mensup pek çok şeyh ve dervişin
Anadolu’da faaliyet göstermeleri ve Anadolu Selçuklu sultanlarının
bu şeyhleri himaye etmeleri sonucu fütüvvet ülküsü Anadolu’da
yayılmıştır. Halife en-Nasır birçok defalar Anadolu’ya elçiler göndererek
Selçuklu sultanlarına fütüvvet üniforması olan şalvar ve şed göndermiştir. I. İzzü’d-din Keykavus ve Alaü’d-din Keykubad tahta
geçişlerinde halifeye elçiler göndererek ona cüluslarını bildirmiş ve
hediyeler yollamışlardır. Halife en-Nasır, Fütüvvet Teşkilatı’nın
Şeyhü’l-Meşayihini Alaü’d-din Keykubad’a fütüvvet üniforması giydirmek
üzere Anadolu’ya göndermişti. Bu elçi Malatya’dan itibaren
karşılanmıştır.44 Elçi, devletin başşehri Konya’ya gelişinde büyük
merasimler düzenlemiştir.45
Halife Harezmşahlarla giriştiği mücadelede Anadolu Selçuklarından
destek gördüğü gibi Bağdat’ta halifeye karşı ayaklanmaların
bastırılması için de I. Alaü’d-din Keykubad, Emir Seyfü’d-din
Tuğrul komutasında bir orduyu Bağdat’a gönderdiğini de İbnü’lEnceb
es-Sai’den öğreniyoruz.46
Anadolu Selçuklu sultanlarının fütüvvet ülküsünü himaye
etmeleri sonucu Anadolu’daki hemen bütün büyük şehirlerde fütüvvet şeyhleri ve bu şeyhlere tahsis edilen tekke ve zaviyeler bulunuyordu.
II. Gıyasü’d-din Keyhüsrev zamanında (634-643/1237-
1245) Abbasi Halifeliği ile siyasî ilişkiler bozuldu. Fakat bu durum
fazla uzun sürmedi. Celalü’d-din Karatay’ın iktidarı döneminde bu
ilişkilerin de normale döndüğü görülmektedir. Nitekim Karatay
zamanında Fütüvvet Teşkilatı’nın Şeyhü’ş-şuyuh’u olan İmadü’ddin
es-Sühreverdi’nin (Şihabü’d-din Suhreverdi’nin oğlu) Anadolu’ya
geldiğini görüyoruz.47
Anadolu’daki Türkmen şeyh ve dervişler coşkun bir iman
ile Fütüvvet Teşkilatı’na bağlı idiler. Menakıbnâmesi’nden öğrendiğimize göre Türkmen Şeyhi Evhadü’d-din el-Kirmani’nin hemen her
beldede halifeleri vardı.
Sonuç olarak Anadolu Ahi Teşkilatı, Anadolu Selçukluları
zamanındaki bu siyasî ve kültürel münasebetler ve faaliyetler sonucunda Anadolu’da meydana gelen sosyal, kültürel ortamda kurulmuştur.
O dönemde Ahi Evren Şeyh Nasirü’d-din Mahmud gibi
hâkim ve bilge kişilerin rehberliği sonucunda Fütüvvet Teşkilatı’nın
yapısı içinde Ahilik denilen ayrı bir örgüt teşekkül etmiştir. Tabii o
dönemde Anadolu’daki sosyal, kültürel, siyasî, ticarî, sınaî ve hatta
askerî ortam ve şartlar da Ahi Teşkilatı’nın kurulmasında etken
olmuştur. Bu ortam ve şartlar, Ahiliğin teşekkül edip belli bir istikamet
göstermesine de sebep olmuştur.
Mikail Bayram
38 Abdu’l-Halık el-Endelusi’nin “Ahkamu’l-kubra’’ adlı eserinin Sadrü’d-din Konevi’den
intikal eden nüshasının (Yusufağa Ktp. nr.1050-1055) sema’ ve kıraat kayıtlarında bu
eseri mütalaa eden bilginlerin adları geçmektedir. Ayrıca bkz. Yusuf ağa Ktp. nr.
4668, 7843,7847’deki eserlerde de bu tür kayıtlar mevcuttur.
39 İbn Bibi, el-Evamiru’l-alâiyye fi’l-Umuri’l-alâiyye, (Nşr. sadık Erzi), Ankara 1956, s.84-
85; Ebu’l Ferec Tarihi, II,474.
40 Mikail Bayram, Bacıyan-ı Rum, Konya 1987, s.10-18.
41 Menakıb-i Şeyh Evhadü’d-Din-i Kirmani, s.241-249.
42 Fevaid-i Şeyh Evhadü’d-din-i Kirmani, Ayasofya (Süleymaniye) Ktp. nr. 2910, yp.4a.
Ayrıca bkz. Menakıb-i Şeyh Evhadü’d-Din-i Kirmani, s.197-199.
43 Menakıb-i Şeyh Evhadü’d-Din-i Kirmani, s.167-168.
44 İbn Bibi, s.230.
45 Aynı eser, s,229-235.
46
es-Sa’i İbnü’l-Enceb, el-Cami’u’l-Muhtasar, (Nşr. M. Cevad), Bağdad 1937, s.148.
47 Menakıb-i Şeyh Evhadü’d-Din-i Kirmani, (Mukaddimesi), s.34.
Anadolu Ahiliğinin Teşekkülündeki Rolü Açısından Fütüvvet Hareketi
By tariharşivi | Cuma, Ocak 13, 2017
Yorum Gönder
0 yorum:
Yorum Gönder