E-Kitap Şahname M. 934-1020 (yazma /manuscript 16 yy. kopyası)
16. yüzyıldan kalma, Firdevsî tarafından kralların kitabesinin aydınlatılmış ve resmedilmiş bir Safevi kopyasıdır. Metin, büyük oranda çok renkli bir zeminde mavi renkte olan siyah nestâlik yazı ile ile yazılmıştır. Baysungur tarafından 829 AH / AD 1425-1426'da verilen önsöz ile başlamaktadır
Şehnâme/Şâhnâme,
Şehnâme/Şâhnâme, ünlü İran şairi Ebu’l-Kâsım Firdevsî’nin (M. 934-1020) X. Yüzyıl’da kaleme aldığı, altmış bin beyitlik eseridir. Firdevsî, İran tarihiyle ilgili olarak kendi zamanına kadar nakledilen rivayetleri toplamış, Şehnâme’yi otuz yılda meydana getirmiştir. Eser, Tahran’da kaleme alındıktan sonra, yazarına “Bununla İran milletini yeniden dirilttim.” sözünü söyleme kudret ve cesaretini sağlamıştır.
Şehnâme’nin Firdevsî tarafından X. Yüzyıl’ın sonunda kaleme alınmasından sonra, Doğu edebiyatlarında Şehnâme yazma geleneği başlamıştır. Pek çok şair, Şehnâme kahramanları etrafında oluşturdukları müstakil eserlerle bu geleneğin yerleşmesini ve devamını sağlamıştır. Ayrıca Orta Asya’da çok sevilen ve epik anlatılar için kullanılan “nâme” tarzının Şehnâ- meyle başladığı kabul edilmektedir.
Şehnâme’nin orijinali yaklaşık olarak altmış bin beyittir. Dünyanın çeşitli milletlerine ait pek çok destan ve mitoloji nitelikli metin, Türkçemize özet olarak kazandırılmışken; Şehnâme’nin bir bütün olarak tamamını içeren özeti henüz tarafımızdan tespit edilemedi
Şehnâme, tarihte yaşandığı kabul edilen İran-Turan savaşlarına ve ilişkilerine ışık tutması bakımından da önemli bir kaynaktır. Firdevsî’nin zaman zaman övdüğü, zaman zaman da kendi milletini yüceltme adına küçümsediği Efrasiyâb’ın Türk destan kahramanı Alp Er Tunga olduğu pek çok kaynakta belirtilmektedir. Firdevsî, eserinin büyük bir bölümünde Efrasiyâb’ın kahramanlıklarından ve niteliklerinden bahsetmektedir. Şehnâme’nin Türk kültürü üzerindeki etkilerinden birisi de destan kahramanlarının adlarının Türkler tarafından çokça benimsenmiş olmasıdır. Türk toplumunda yaygın bir biçimde kullanılan Behrâm, Behzat, Cem, Cemşîd, Efrasiyâb, Ferhâd, Feridûn, Hürmüz, Hüsrev, İskender, Karen, Keykâvûs, Keykubâd, Kubâd, Nerimân, Rüstem, Şehrinâz, Şirin ve Siyâvûş gibi kişi adlarının Şehnâme kaynaklı oluşuna bakıldığında bu etki daha iyi anlaşılabilir.
B. Şişman- M. Kuzubaş
Hiç yorum yok