Orta Asya'nın Coğrafi Durumu ve Doğal Kaynakları
Bugün genellikle Orta Asya diye tanıtılan ve Türklerin tarihinde önemli bir yeri olan Türkistan’ın coğrafî sınırlarını şöyle çizebiliriz. Batı’da Hazar Denizi ile Horasan dağları, güneyde Hindikuş ve Kûh-i Sefîd dağları, kuzeyde Kazakistan bozkırlarının kuzey sınırları arasında kalan ve 5.340.066 km2 sahayı içine alan bir bölgedir. Türkistan, tarih ve etnografya yönünden tamamıyla bir Türk ülkesi özelliklerini taşır. Çin işgali altında kalan ve 1.503.563 km2.yi bulan kısmına “Doğu Türkistan”, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlıklarını kazanmış olan Türk cumhuriyetlerinin bulunduğu 3.836.503 km2’yi bulan kısmına da “Batı Türkistan” denilmektedir.
Petrol ve madenler gibi tabiî zenginlikleri bol olan “Doğu Türkistan” da halk umumiyetle ziraatla uğraşır. Doğu Türkistan Türklerinin esasını Uygur Türkleri teşkil eder. Uygurlardan sonra sırasıyla Kazaklar ve Kırgızlar gelmektedir. Batı Türkistan olarak bilinen ve uzun süre Rus hâkimiyetinde kalmış olan kısım da petrol ve madenler yönünden oldukça zengindir. Ayrıca, ziraatçiliğin iyi olması ve bilhassa pamuk üretimin çok iyi yapılması Batı Türkistan’ı da tabiî zenginlikleri yönünden vazgeçilmez bir bölge haline getirmektedir. Batı Türkistan’da yaşayan Türk topluluklarına şu adlar verilmektedir: Türkmenler, Özbekler, Kazaklar, Kırgızlar ve Karakalpaklar. Bunlara ilâveten Türk-Fars karışımı ve fakat uzun süre Türk kültürünü benimsemiş olan Tacikler de ayrı bir topluluk olarak bölgede yaşamaktadırlar. Türkistan Türklerinin diğer geçim kaynağı da hayvancılık ve hayvan ürünleridir.
Türkistan, siyasî yönden büyük karışıklıklara uğramasına rağmen Türk karakterini her zaman muhafaza etmiştir. Bunun da en büyük sebebi Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar zamanında tamamen bir Türk ülkesi haline gelmiş olmasıdır. Geçici olan Moğol hâkimiyetinden sonra kontrol yeniden Türklere geçmiştir. Timurlular ve Özbekler olarak devam etmiştir.PROF. DR. HALİL BAL
Hiç yorum yok