Son Yayınlar

Türkler'in Tarihteki İlk Uçuş Denemesi (1162)

 Türklerin Gerçekleştirdiği İlk Uçuş Denemesi




Sultan İstanbul’da kaldığı süre zarfında İmparator Manuel’in kendisi için düzenlediği ziyafetlere ve gösterilere katıldı. Bunlar içinde en fazla ilgi gösterdiği Roma İmparatorluğu’na has bir gelenek olan “Araba (At)Yarışları” olmuştur. Bu yarışlardan birinde çok ilginç bir olay meydana gelmiştir ki, bu olay Türk ve Dünya Bilim Tarihi açısından son derece önemlidir. Ne yazık ki, bu döneme ait eser yazmış araştırmacılar bugüne kadar bu konu üzerinde durmamışlardır[1]. Birazdan ayrıntılarını da göreceğimiz üzere kaynaklara akseden bilgilere göre, Türklerin bu ilk uçuş denemesi şimdiye kadar kabul edilen bilgileri de değiştirecek mahiyet arz etmektedir. Çünkü şimdiye kadar tarihimizde ilk uçuş denemesinin Osmanlı Padişahı IV. Murad zamanında (1623-1640) Hezârfen Ahmed Çelebi[2] tarafından gerçekleştirildiği kaydedilmekte idi.

Sultan II. Kılıç Arslan ve İmparator Manuel İstanbul’da bir at yarışı izlediği sırada yarış meydanında bulunan sütuna çıkan Türklerden biri stadyum üzerinde uçacağını haykırdı. Bizanslılar önce onun bir sihirbaz olduğunu zannettiler. Ancak sonradan üzerindeki giysilerden ve uzun uzadıya beklemesinden sihirbaz olmadığının farkına vardılar. Bu Türk, belki de Bizanslılar’ın kendileri için sergiledikleri ilginç gösterilere karşılık kendi hünerlerinden örnek vermek istiyordu. Stadyumda bulunan yüksek bir kaleye çıkan bu Türk, Niketas’ın kaydından[3] anlaşıldığı kadarıyla çok uzun ve bol, içine takılan çemberlerle şişirilmiş beyaz bir elbise giymişti. Bu kayıttan onun bugünkü paraşüte benzer bir kıyafet içine girdiği anlaşılıyor. Adam, öne doğru eğilmiş vaziyette rüzgârın uçuş için müsait yönde esmesini beklemekte iken aşağıdaki kalabalık, bu mucit Türk’e karşı sabırsızlık göstererek “Haydi uç”, “Haydi yelkeni aç”, diye bağırıyorlardı. Bazıları da “Bizi daha ne kadar bekleteceksin", “Rüzgârı daha ne zamana kadar ölçeceksin” diye bağırıyordu. İmparator Manuel ise, bu arada bir adamını görevlendirerek Türk’ü bu niyetinden vazgeçirmeye çalışmış ise de bunu başaramamıştır. Niketas’ın kaydına göre,[4] izleyiciler arasında bulunan sultan da bir taraftan bu adamı için endişe ediyor, diğer taraftan da gururlu bir beklenti içinde sonucu görmek istiyordu. Yukarıda bir kuşun kanatlarını çırpması gibi kollarını aşağı - yukarı doğru hareket ettiren Türk bir süre sonra kendini boşluğa bıraktı. Ancak bu uçuş denemesi başarıya ulaşamadı ve adam aşağı düşerek öldü. Sultan Kılıç Arslan, hem bu cesur Türk’ün ölümünden hem de Bizanslılar’ın huzurunda yapılan bu uçuş denemesinin başarısızlığa ulaşmasından dolayı büyük bir üzüntü duydu. İstanbul halkı ise, bu başarısız uçuş denemesini hatırlatarak çarşıda pazarda ve her yerde Türklerle alay ediyorlardı. Bu durum imparatorun kulağına gidince sultanın kalbinin kırıldığını anlayarak bu tür küstahlıklara son vereceği konusunda ona teminat verdi. Görüldüğü gibi Türklerin, XVII. Yüzyılda Osmanlılar zamanında değil daha XII. Yüzyılda Selçuklular zamanında uçuş denemeleri yapakları anlaşılıyor. Tespit edilebildiği kadarıyla bu ilk uçuş denemesini yapan Türk’ün daha önce başarılı olduğu, burada sadece bir gösteri yapmak için uçtuğu anlaşılıyor. Uçuş için yeterli rüzgârın olmaması veya başkent halkının hemen atlayışı gerçekleştirmesi konu-sunda aceleci davranması da bu denemenin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olmuş olabilir.

  1. Osman Turan ( Türkiye, s. 201-202; a.mlf., “Kılıç Arslan II", İA.. VI, 690), bu olaydan hiç bahsetmezken Abdulhalûk Çay ( s. 39 n. 79) da bu olayı iki üç satır ile dipnotuna tanımış fakat ayrıntı ve önemi üzerinde durmamışur. Ferdinand Chalandon, Alexis Comnène. Les Comnène. Jean II Comnène et Manuel I Cotnnène, Paris 1910-1912, II, 464.
  2. Hakkında bilgi için bk. Mustafa Kaçar, “Hezârfen Ahmed Çelebi", DİA., XVII, 297
  3. Historia, s. 82.
  4. Historia, aynı yer.

Muharrem Kesi̇k

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.

Belleten

Sayı: Aralık 2002, Cilt 66 - Sayı 247

Sayfalar: 839-848

DOI: 10.37879/belleten.2002.839

Kategori: Araştırma Makalesi

Devamı...





Hiç yorum yok